O çaylara o ipleri takan güzel adamlara

‘’İşinizi sevin’’ — İmza Poşet Çaylara İplerini Takan Adam

Facebook’tan çıkın… Twitter’a girmeyin..

Elinizdeki işi severek yapmaya odaklanın. Sizi üzmelerine, canınızı sıkmalarına izin vermeyin. Acılara üzülün, değer verin, kalp kırmayın..

‘İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız’’Hadis-i Şerif’ini çıkartıp buzdolabınıza, arabanıza Bilgisayarınızın arka planına, cep telefonunuzun duvar kağıdına koyun… İnanmıyorsanız da değer verdiğiniz her hangi bir amaç uğruna sevin

Çocuklarınızla hiç olmadığı kadar vakit geçirin.Onlarla büyüyün.. Benden bir de tavsiye Sadık Şendil’in senaryosunu yazdığı filmleri izleyin

Bol bol izleyin.Bir noktadan sonra Saf tuttuğunuz tek kavganın turşu suyunun Limonla mı Sirkeyle mi yapıldığı kavgası olduğunu göreceksiniz.

Kaldı ki ben bu kavgada bile saf tutmuyorum artık.. Öyle ki Tuncay’ın gidip Turşucuda babasına ‘’Siz benim babamsınız’’ demesine ağlıyorum

Yahu yaşlılarla bol bol muhabbet edin. Ben de geç fark ettim ama olsun… Süper keyifli insanlar. Benim kendini çiçek sanan dedem var mesela.

Hac’a gidince Türk’üm, Türkiye’ye gelince Kürd’üm diyor.. Yaptığı tek milliyetçilik bu kadar.. Çiçeğin milliyeti mi olur yahu!

Anneannemin 90 küsür yaşında ablası geldi geçenlerde, Sakalı moda için bırakıyorlar diye kızıyor.. Hipster’ları tanımıyor oysa ki..

Uzatmayayım; yaşlılar mükemmeller.. Televizyonu kapatıp o yaşlılarla konuşun.. Onlar da çok hevesliler çünkü konuşmaya..

Çocuklar da iyi aslında.. Oturup Sponge Bob izleyin, Minionslara gülün birlikte..

Konu dağılmasın… Ben size bunları yapın demiyorum.. Haddime değil zaten.. Sadece içimi döküyorum..

Kulaklığınızı takıp Sezen Aksu dinleyin son ses, arabınızdan Neşet Ertaş’ı açın. Gönlü Dağı dinlerken burnu sızlamayan insan mı olur arkadaş

Üzülecekseniz illa Kazancı Bedih gibi bir adamın soba sızmasından evinde ölümüne üzülün..

Farklı olanı saygı duyun yahu.. Cidden zor değil ki ben bile bunu çok sonra idrak ettim..

Zeki Müren’i bu topraklardan çıkardığımızda nasıl bir eksiklik olacağının farkına varabilirsiniz aslında..

Barış Manço’da ‘’Kul Ahmet’in Ceketi’’ şarkısını açın dinleyin ardından da Sakız Hanım ve Mahur Bey’’i

Ya eşinizle bir hayal kuracaksanız Sakız Hanım ve Mahur bey gibi olma hayali kurun…

Ruhunuz daraldığında “Don’t Worry Be Happy” diyerek kendinizi motive edin..

Hata ve yanlış yapabilirsiniz. Yapın da zaten.. Beşersiniz yahu şaşacaksınız, şaşacağız.. Ben ne büyük hatalar yaptım..

Egomuzun aslında küçüklüğümüzden olduğunu bilin mesela..

Turist Ömer hiçliğinde olun azıcık.. Yeminle ihtiyacımız olan o.. Kimse sizden dünyayı yerinden değiştirecek fikirler işler beklemiyor..

Turist Ömer kadar vicdan sahibi olun bakın dünya nasıl da değişiyor yeminle..

Yenilgilerimiz olsun.. Yenilgilerimize ‘’Bu da mı Ofsayt değil Hakim Bey’’ deme cesaretini gösterelim hep birlikte..

Büyük laflar eden adamların olduğu ortamlardan götüm götüm kaçın.

Çaktırmayın ama onlara da, kırmayın onları da.. Sadece elinde bim poşetiyle kuyrukta kaynak yapan teyzeler gibi kaçın..

Ölmüş yakınlarınızla güzel anılarınızı hatırlayıp duygulanın.. Ağlayın lan hatta..

Erkek adam ağlamaz sözü de dünyanın en büyük yalanı.. Ben çok ağlarım.. Çok da ağladım..

Ama en çok da mutlu olup ağladım.. Naifliğe ağladım..

Kimseyi takmayın. Kalabalıkta bile ağladım. Geçenlerde Hz. Muhammed’in ‘Beni seven Fatma’yı sevsin’ lafı ağlattı beni. Sadece bir cümle yahu

Başladığımız yere dönersek; Facebook’dan çıkın… Twitter’a girmeyin.. Bana gelirsek ben buralardayım malum işler güçler..

Ama hep söylerim; Poşet çaylara iplerini takan adamı düşününce mutlu olurum..

Geçenlerde biri bana onları makinelerin taktığını söyledi ama ben inanmak istemiyorum.. O çaylara o ipleri takan güzel adamlar var..